10 Ekim 2009 Cumartesi

Perdeli Pilav



Hımmm...

Şimdi size en sevdiğim ve kıymetli tariflerimden birini veriyorum. Ve tabii ki her güzel şeyi paylaşmak insanı mutlu ettiğinden dolayı, bu tarifimi de sizinle paylaşmaktan dolayı mutluluk duyuyorum...

Bundan yaklaşık olarak 5 yıl önce, bir ramazan ayında liseden arkadaşlarıma verdiğim iftar daveti için perdeli pilav yapmak istemiştim. O zaman bu pilavın yapımının zahmetli olduğunu bilmiyordum ama bilseydim de hiçbir şey değişmezdi. Çünkü ortaya çıkan lezzet öyle güzeldi ki, varsın zahmetli olsundu...

Tarifi internetten, dergilerden, eş ve dosttan edindikten sonra, yuvarlak bir kabım olmadığı için ilk denememi kare bir borcamda yapmıştım:) Görüntü çok güzeldi ama kare borcamda olduğu için, borcamın kenarlarında biriken hamurlar çok fazla gelmişti ve tahminimce köşelerine denk gelen misafirlerim pilavdan çok poğaca hamuru yemişlerdi:))

O yüzden siz siz olun hamurlu bir pilav yapacaksanız, ya yuvarlak bir kapta yapın; yada evinizdeki hoş görünümlü olduğunu düşündüğünüz yine yuvarlak hatlı bir kek kalıbını kullanın.
Şimdi gelelim tarifimize...

Pilav için malzemeler;

1/2 kg Yasemin (Amerikan) pirinci
4 adet tavuk göğsü
1 çay bardağı sıvıyağ
Fıstık
Kuşüzümü
Tuz
Karabiber
Tarçın

Badem

Hamur için malzemeler;

1 paket margarin
4 kaşık yoğurt
2 yumurta
1 tutam tuz
1 kabartma tozu
Aldığı kadar un

İlk önce tavukları haşlayıp didikliyoruz. Arkasından önceden ıslattığımız pirinci pişirmeye geçiyoruz. İlk önce fıstığı kavuruyoruz, pirinci eleyip onu da biraz kavuruyoruz, suyunu ekledikten sonra da içine didiklediğimiz tavuğu, tarçını, karabiberi, kuş üzümünü ekliyoruz. Piştikten sonra da soğumaya bırakıyoruz.

Daha sonra hamuru açıp, 20 dakika bekletiyoruz.
Çok iyi yağlanmış kasemize, önce kabuklarını soyduğumuz bedemleri sıralıyoruz. Üzerine açtığımız hamuru koyuyoruz. Hamuru koyarken kenarlarından pay bırakıyoruz ki, pilavı koyduktan sonra kalan pay ile pilavın üzerini kapatabilelim. Açtığımız hamurun içine pilavı koyuyoruz. Üzerini de kenardan sarkan hamurla kapatyoruz. Fırında 20 dakika kadar pişiriyoruz. Ters çevirip servis yapıyoruz.

Ortaya hem sunumu hem de tadı çok güzel olan bir yemek çıkıyor:) Herkesin denemesini şiddetle tavsiye ederim. Şimdiden afiyet olsun...

16 Eylül 2009 Çarşamba

Havuçlu Salata


İşte size çok basit ama bir o kadar da lezzetli bir salata:)

Bu salatayı ilk kez bir ahpabımızın evinde lahmacun eşliğinde yemiştim. Ana yemeğimiz lahmacun olduğu için, sofra da bol çeşitli salatalar ile doluydu.
Bunlardan birisi olan bu salatayı önce pek bir şeye benzetemedim:)
Çünkü havuç salatası ancak yoğurtla ve sarımsakla güzel olurdu. Bu salata ise belli ki sadece haşlanmıştı:)

Salata hakkındaki ilk görüşlerim böyle olsa da, yeni bir tad denemekten hoşlandığım için birazcık tabağıma alarak tadına bakmak istedim. Tadına bakar bakmaz da ne kadar yanıldığımı anladım...

Tadı gerçekten çok lezzetli olan bu salatanın içine nekadar az malzeme konduğuna şaşırmamak elde değil. Üstelik çok besleyici bir salata olduğu için bence sofralarımızın vazgeçilmez bir salatası olmalı. Sebze yemeyi sevmeyen ailelerde de iyi bir alternatif olarak düşünülebilir...

Şimdi gelelim tarifimize; Havuçları resimde gördüğümüz gibi, soyup, doğrayıp haşlıyoruz. Haşlandıktan sonra maydonozları küçük küçük doprayıp havuçların üzerine ekliyoruz. Sonra da zeytinyağı, sarımsak, sirke ve tuz ekliyoruz. Arzunuza göre az biraz da limon ekleyebilirsiniz. Hepsini karıştırıyoruz. İşte size hem estetik hem de lezzetli bir salata...

Afiyet Olsun...

12 Ağustos 2009 Çarşamba

Narlı salata



Yeni favorim bu salata:)

Bu salatayı ilk kez küçük halamdaki akraba toplantısında yemiştim. Salatanın Sofranın ortasındaki görünüşüne zaten vurulmuştum. Yeşil, kırmızı ve beyazın o muhteşem uyumu beni çok etkilemişti. Görünüşünün güzelliğine rağmen, tadı konusunda aynı şeyi düşünmüyordum, taa ki ilk lokmayı alana kadar...

Tadı da görünüşü kadar muhteşem olan bu salatayı bloğuma taşımasam, sizlerle paylaşmasam olmazdı:) Zaten güzel şelyeri paylaşmak için burada değil miyiz ki...

Sizin de tahmin edeceğiniz gibi, salatanın üç temel malzemesi; Roka, Beyaz Peynir ve Nar. Bunlara ilave olarak da, Zeytinyağı ve limon biraz da tuz ilave ediyoruz. Tadı o kadar güzel oluyor ki, salatayı gereksiz yenilen bir şey:) olarak gören eşim bile, bu salatayı severek yiyiyor...

Yalnız dikkat etmeniz gereken bir nokta var. Salataya her zaman koyduğunuzdan daha az tuz koymanız iyi olabilir. Kaşar peynirin tuzu salataya geçtiği için, salata çok tuz istemiyor. Bir de eğer arzu ederseniz salatanın içine rokanın tadını bozmayacak kadar marul ilave edebilirsiniz...

Hepinize afiyet olsun...

20 Temmuz 2009 Pazartesi

Hoşgeldin Efe Bebek...



Arkadaşımın oğlu Toprak'a şeker hamurlu cupcake yaptıktan bir kaç gün sonra, İstanbuldan eşimin bir arkadaşı ziyaretimize geldi.
Ocak ayı gibi doğum yapmış ve bebeği biz görene kadar neredeyse 6 aylık olmuştu. Ona da güzel bir sürpriz hazırlamak için çok düşünmedim.
Toprak'a yaptığım cupcake ile aynı tarifi kullanarak, EFE'ye de bir cupcake yaptım.
Süslemek için çok vaktim olmamasına rağmen, bu cupcake'in süslemesini Toprağınkinden daha çok beğendiğimi söylemeliyim:)

15 Temmuz 2009 Çarşamba

Şeker Hamurlu Cupcake


"TOPRAK"; Bitki örtüsünün beslendiği kaynakların ana deposu...
"TOPRAK"; Yer kabuğunun canlılara yaşama ortamı sağlayan yüzey bölümü...
"TOPRAK"; Vatan, Ülke, Memleket...

"TOPRAK"; Ne kadar ulu, ne kadar yüce...

Üniversiteden çok sevdiğim bir arkadaşım, oğlunun adını milyonlarca yıldır bize bakan, bizi besleyen ve de en sonunda koynuna alan bu yüce varlığın adını oğluna verdi..
Bir akşam bebek ziyaretine giderken, bende ona sürpriz olarak bu cupcake'leri yaptım.
Tarifim, ilk cupcake denememdeki ile aynı.

26 Haziran 2009 Cuma

Çaydanlık Pasta...

Bence insanın içinde bulunduğu çevre, kişinin kendini geliştirmesinde büyük rol oynuyor...
Mesela Canim Annem, beni sürekli güzel ve faydalı şeyler yapmam icin yüreklendirmiş ve bana her zaman ön ayak olmuştur. Bir de onun sevgili misafirleri olmasaydı bu pastayı yapmaya hiç cesaret edemeyebilirdim:)



Bu pasta için yine iki günlük bir çalışma yaptım. İlk gün, yuvarlak bir kabın içerisinde iki adet kek pişirdim. İkinci gün sabahtan, kremasını ve içini hazırladım. İlk keki geniş kısmı üste gelecek şekilde, ikinci keki de geniş kısmı alta gelecek şekilde, arasına krema ve muz koyarak üst üste yerleştirdim. Kekleri birbirine, 3 adet çöpşiş ile tutturdum ve yüzeyini krem şanti ile kaplayarak donması için buzdolabına koydum.



Akşama doğru da, bir yandan yemekli misafirlerimi ağırlayıp, bir yandan da pastanın süslemesini yaptım.

Çaydanlık pasta yaparken dikkat etmeniz gereken hususlardan bir tanesi, çaydanlığın sapını ve ucunu önce dondurun ve çöp şiş yada kürdan ile çaydanlığa saplayın. Zira bu parçalar çıkıntı olduğu için çabucak pastadan kopabiliyor.

Aceleden hayal ettiğim kadar güzel olamadı ancak benim için üç boyutlu pasta yapma açısından yine de çok güzel ve keyifli bir deneyimdi...

12 Haziran 2009 Cuma

Gülen Yüz'lü Cupcake



İşte uzun zamandır yapmak istediğim cupcake'i sonunda yapma fırsatı bulabildim:)
Cupcake yapmak hem çok zevkli hem de çok kolay. Ayrıca misafirlerinize sunacağınız çok şık bir ikram olduğunu söyleyebilirim.

Bu cupcake'leri Amerikadan gelen yeğenlerim şerefine annemdeki akraba toplantısı için yapmıştım. Cupcake'leri daha sofraya koyar koymaz çocuklar tarafından kapışıldığını görünce, iyi ki de yapmışım dedim:)



Cupcake'in tarifi şöyle;

1 yumurta
1 su bardağı süt
1 su bardağı erimiş margarin
1 su bardağı şeker

1,5 – 2 su bardağı un
2 çay kaşığı kabartma tozu
1 çay kaşığı tuz
1 paket şekerli vanilin
1 su bardağı kurutulmuş karışık meyve parçaları

Yumurta süt, tozşeker ve margarin derin ve geniş bir kapta çırpın.
Un, kabartma tozu ve vanilin ilave ederek karıştırmaya devam edin.
En son meyve parçaları ekleyerek, silikon muffin kaplarının içine kağıt kalıplar yerleştirin.
Hazırladığınız hamuru, içine kek kağıtları konmuş muffin kalıplarına paylaştırın.
Üzerlerine biraz daha meyve parçası koyarak süsleyin.
170 derece önceden ısıtılmış fırında pişirin.

Eğer hamurunuz artarsa ve silikon kalıbınız kalmazsa iki tane kağıt kalıbı iç içe koyun ve içine en fazla iki yemek kaşığı hamurdan koyarak fırına koyun. Eğer hamuru fazla koyarsanız, hamurun pişme esnasında gittikçe kabardığını ve kağıtlara tutunamayarak bütün fırınınıza dağıldığını göreceksiniz ki bu istenmeyen durumun oluştuğu tecrübeyle sabittir:))

Süsleme için ise hayal gücünüze sınır yok:) Ben 4-5 farklı renkte şeker hamurundan yüz yapıp, üzerilerine de siyah renk şeker hamuru ile yüz ifadesi koydum...

Bu tarifi wwww.mutfaksirlari.com sitesinde "Meyveli Topkek" başlığı altında bulabilirsiniz...

27 Mayıs 2009 Çarşamba

1 yaş pastası



Bu pastayı kuzenimin oğlu için yapmıştım.
Pasta hakkında siz ne düşünüyorsunuz bilmiyorum ama benim için master çalışması çapında bir pasta idi:)

Bir kaç zaman önce, Kuzenim beni arayıp da, iki hafta sonra kutlayacakları oğlunun doğumgünü için bir pasta sipariş etmek istediğini söylediğinde, hem şaşırmış, hem de çok sevinmiştim. Ancak nasıl bir pasta istediklerini sorduğumda sen karar ver demeselerdi herşey çok daha kolay olacaktı:)

Çünkü doğumgününe en uygun olan pastayı bulmak için çok düşünmeli ve bu zor kararı yalnız vermeliydim:( Tabii ben bu kararı yalnız vermedim:) İlk elemelerimi yaptıktan sonra, beğendiğim birkaç modeli Doğumgünü sahibi hariç, bütün eş ve dostlarıma danışarak fikir aldım. Bu noktada en çok, sevgili ablamın fikirlerinden yararlandığımı söylemeliyim.
Zira özellikle, arabalı bir pasta mı yoksa 1 şeklinde pasta mı yapmalı sorusuna en güzel cevabı ablam verdi. Dedi ki; "Ablacım, bir erkek çocuğunun herhangi bir doğum gününde arabalı pasta yapabilirsin. Ancak bu çocuk hayatında bir kere "1" yaşında olacak. "1" şeklindeki bir pastayı o çocuğun hayatının hiçbir döneminde bir daha yapamazsın... "

Bu güzel öğütten sonra bende başladım "1" şeklindeki pastaları araştırmaya:)

Sonunda bir sitede bu modeli aldığım, harika bir pastaya rastladım. Orjinal sitedeki pasta çok daha güzel olduğunu söylemeliyim. Ancak benim pastamın da özel bir esprisi var:) O da uçurtma imalatçısı olduğumuz için, gökyüzü temasının işlendiği bu pastanın üzerine bir de uçurtma yerleştirilmesi:) Zaten pastayı görenler uçurtma olmasaydı şaşırırdık dediler:)

Pastadaki şirin Ucak...


Yapamayacağım diye çok korktuğum, ancak youtube'daki videolar sayesinde, yapmakta hiç zorlanmadığım şirin bebek...


Bu pastayı yapmaya teslim tarihinden tam üç gün önce başladım. İlk gece pastanın pandispanyasını pişirip, pastanın üzerindeki uçak, bebek, uçurtma ve balon figürlerini yaptım. İkinci gece, A4 boyutundan biraz daha büyük hazırladığım "1" şeklindeki kalıp ile pastanın kekini "1" şeklinde kesip, içine krema, kremşanti, muz ve antepfıstıklı çukulatalı karışımdan oluşan iç malzemesini yerleştirdim.
Daha sonra kekin üzerini ince bir tabaka krem şanti ile kaplayarak bir gece buzdolabında beklettim. Üçüncü gece ise, pastayı şeker hamuru ile kaplayıp, üzerindeki figürleri yerleştirip, bulut ve diğer süslemelerini yaptım.

Bu vesile ile bana isim yazma ve bulut yapımı konusunda desteğini esirgemeyen Sevgili Eşime de tekrar teşekkür ediyorum. Onun o güzel yazısı olmasaydı, pastanın ön yüzeyindeki yazı eminim çok kötü görünecekti zira benim yazım ilkokuldan beri berbattır:)

Ve doğumgünü gelip çattığında, elimde pasta doğumgününe doğru yol alırken, çıkardığım işten kendi adıma çok memnundum ama beğenmezlerse diye de biraz endvşeliydim. Ne zaman ki kuzenim; "Güzel bir pasta yapacağını tahmin ediyordum ama bu kadar güzelini beklemiyordum" dedi; işte o zaman bütün endişelerimin yerini tarifsiz bir mutluluk aldı:)

Bu çalışma ile, insanların özel anlarında onları memnun ve mutlu görmenin ne kadar güzel olduğu duygusunu bir kez daha yaşamış oldum...
Bu pastanın siparişinden, yapımına kadar gerek fikren gerekse fiilen emeği geçen herkese çok teşekkür ederim...

Ve doğumgünü çocuğuna da "bir" ömür boyu mutlulular dilerim...

25 Mayıs 2009 Pazartesi

Çiçekli Pasta

Ankaradan çok sevdiğim bir arkadaşım, ziyaretime gelmek istediğini söyleyince, güzel insanlara güzel ikramlar yapmak gerekir diye düşünerek, beni bir panik aldı ki sormayın:)

En sonunda menü olarak;

* Muska böreği
* Arpa şehriyeli salata
* Şeker hamurlu pasta
* İzmir kurabiyesi

yapmaya karar verdim. Bir de yanına annemden yaprak sarması gelince menüm tamamlanmış oldu:)



Pastanın pandispanyası malum:) Süslemesini ise Amerikadan ablamın gönderdiği, Wilton'un çiçek modelleme setini kullanarak yaptım.



Uğraşması çok keyifliydi:) 3 boyutlu çiçekler yapayım istiyordum ama vaktim kısıtlı olduğu için, aklıma gelen en kolay ilk deseni çalıştım:)



Wilton Çiçek setindeki kalıplar çok kullanışlı ve güzel. Ama hepsi bir yana ben en çok, set ile birlikte verilen, ilk gördüğüm zaman burun kıvırdığım süngeri beğendim:) Bir sünger bu kadar mı işe yarar:) Özellikle minik çiçekleri kabartmak sünger ile çok kolay oluyor.

Bu konuda PastaMalzemeleri.com'da ki bilgiler de çok faydalı olduğu için burada da paylaşmayı faydalı buluyorum;

Şeker hamuru ile Küçük Çiçek Yapımı;


Şeker hamurunu nişasta serpilmiş tezgahta merdane ile 10cm boyutunda açın. Açtığınız hamuru minik çiçek kupatı ile kesin.


Kestiğiniz çiçekleri sünger üzerine alın ve şeker hamuru çalışma aleti ile ortalarından kenarlarına dogru yuvarlak hareketlerle çiçeğe şekil verin.


Farklı renkte şeker hamurundan ufak noktalar yapıp çiçeğin tomurcuğu olarak ortasına yerleştirin.

19 Mayıs 2009 Salı

Karpuzlu ve Limonlu Kurabiye

Benim Kurabiye Canavarı bir yeğenim var:)
Bir gün abimlere kahvaltıya giderken, bu canavara nasıl kurabiyeler yaparım diye düşündüm ve internette gezinmeye başladım.
Pastacı Kız'ın bloğunda harika görünümlü limonlu kurabiyelere rastladım ve bayıldım:)
Başka bir yerde de karpuz şeklinde kurabiye görünce tamam dedim aradığımı buldum...



Kurabiyenin tarifi şöyle;

1 yumurta ( oda ısısında bekletilmiş)
150 gr tereyağı ( oda ısısında bekletilmiş )
1 su bardağı un
1 çay bardağ mısır nişastası
1 su bardağı pudra şekeri
1 çay kaşığı karbonat (silme)
1 çay kaşığı tarçın (tepeleme)
1 çay kaşığı toz zencefil
1 limon kabuğu (rendelenmiş)
hamuru yoğururken toparlamak için bir miktar buğday nişastası

Tüm malzemeyi bir kaba alıp elimiz ile yoğuruyoruz.
Hamurumuza kulak memesi kıvamına gelinceye kadar azar azar buğday nişastası ilave ediyoruz.
Daha sonra da merdana yardımıyla 1 cm kalınlığında açıp, istediğimiz kalıpla şekil veriyoruz.
180 derecede önceden ısıtılmış fırında 15-20 dakika pişirip, soğuyunca üzerini şeker hamuru ile kaplıyoruz...

Karpuzlu kurabiye için; yoğurduğumuz hamurdan iki parça ayırıp bir kısmını kırmızı, bir kısmını ise yeşil ile renklendiriyoruz. Kalıp yardımı ile kırmızı hamuru kesip, üzeine şerit haline getirdiğimiz yeşil hamuru yapıştırıyoruz. Karpuzun çekirdeklerini yapmak için de bir kaç tane damla çukulatayı kırmızı hamura batırıyoruz ve o şekilde pişiriyoruz.

Limonlu kurabiye için ise; kalıba göre kestiğimiz kurabiye piştikten sonra üzerini sarı şeker hamuru ile kaplıyoruz. Limonun damarlarını yapmak için ise Royal Icing hazırlıyoruz.

Royal Icing için ;
1 adet yumurta beyazı
250 gr pudra şekeri
1-2 damla limon suyu
Sarı gıda boyası

Bütün malzemeyi, malzeme birbirine karışıp, pudra şekeri eriyene kadar çırpıyoruz. Daha sonra krema sıkma torbasına en ince duyu takıp limonun üzerinde görünen damarları yapıyoruz.

Afiyet Olsun...

15 Mayıs 2009 Cuma

Kalpli Pasta



Geçtiğimiz günlerde Canım Annemin doğum günüydü...
Anneme doğumgününde nasıl bir pasta yaparım diye çok düşündüm...

En sonunda ona sevgimi ifade etmesi açısından pastanın şeklinin kalp olmasına;
En sevdiği renk olduğu için pastanın lila renkli olmasına;
Çiçekleri çok sevdiği için pastanın süsünün de çiçek desenli olmasına karar verdim...
Biraz süslü olsun diye de üzerine gümüş renkli sim attım:)



Pastanın pandispanyası aynı. İç malzemesi de muz ve beyaz çukulatadan oluşuyor.
Doğum günü sahibi pastasını çok beğendi.

Allah huzurlu ve mutlu daha nice uzun ömürler versin inşallah...

13 Mayıs 2009 Çarşamba

Kopartma Kurabiye


Bir kurabiyenin tadı bu kadar mı güzel olur?
Bir kurabiyeyi her yiyen bu kadar mı çok beğenir?
Bir kurabiyeyi yapan bu kadar mı lezzetli yapar?:)

Kopartma Kurabiye için bu sorunların hepsinin cevabı EVET!

Şimdiye kadar yaptığım en lezzetli kurabiye ve istisnasız her yiyenin beğendiği bir kurabiye.

Tarifini bir ikram yapacağım zaman kurcalamayı pek sevdiğim Sofra dergisinin Ocak-2005 sayısından almıştım. Bir yıldır hemen her misafirime yaptığım gibi, kendisi artık eşimle araba ile çıktığımız seyahatlerimizin vazgeçilmez yolluğu oldu:)

Geçen hafta eşimle hem Hazerfan Uçurtma olarak hem de Martı Uçurtma Klubünün birer üyesi olarak davetli olduğumuz, Anadolu Üniversitesinin düzenlediği Eskişehirdeki Bahar Şenliğine gitmiştik. Bende yolluk olarak Kopartma Kurabiyesinden yaptım. Tam evden çıkmak üzereydim ki kapı çaldı. Bursa Nestle'den biri kız, biri erkek iki genç Nestle Suyun tanıtımı için geldiklerini söylediler. Onlarla ayak üstü sohbet ettikten sonra, giderken onlara birer tane kurabiye ikram ettim.
Onları uğurlamamın üzerinden iki dakika geçmeden kapı yine çalındı, az önceki gençler yeniden gelmişlerdi. Ellerinde yarısı ısırılmış kurabiyeler, "şey afedersiniz ama bu hayatımızda yediğimiz en güzel kurabiye, ayıp olmazsa tarifini alabilir miyiz lütfen" dediler:)) Bende mest olmuş bir şekilde hemen onlara tarifi verdim:)

Eskişehirdeki Uçurtma festivalinde ise, Martı Uçurtma Klubündeki arkadaşlarımıza da bu kurabiyeden ikram etmiştim. Oradaki arkadaşlarımızdan birinin 3 yaşındaki kızı verdiğim kurabiyeyi yedikten sonra bir tane daha istedi. Bende kurabiyelerden birini peçeteye sararak onun eline verdim. Öbür eline de vermek için bir tane daha hazırladım ancak bana bir türlü arkasında tuttuğu elini vermedi. Elini ver bir tane daha vereyim diyorum, vermiyor. İstemiyor musun başka diyorum, istiyorum diyor. Uzun uğraşlardan sonra arkadaki elini bana gösterdi, bir de ne göreyim:) Meğerse, O da kurabiyenin yarısını yemiş, çok beğenmiş ve bir daha isteyebilmek için de bitti numarası yapıp, yarım kurabiyeyi arkasına saklamış:) Hani olur da elindekini görürsem, ona başka kurabiye vermem diye:))

İşte Kurabiyemizin Tarifi;

3 yumurta
125 gr tereyağı
1,5 su bardağı tozşeker
5 su bardağı un
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu

1 çay bardağı kuru üzüm
1 çay bardağı kuru dut
1 çay bardağı ince çekilmiş fındık
1 çay bardağı damla çikolata

Yumurta, oda sıcaklığında tereyağı ve tozşekeri karıştırın.
Kuru üzüm ve kuru dutu yıkayığ tekrar kurutun.
Un, vanilya, kabartma tozunu karışıma ekleyin.
Kuru üzüm, kuru dut, fındık ve çikolatayı da ekleyin.
Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar kopartıp, şekil vermeden yağlanmış fırın tepsisine dizin.
Önceden ısıtılmış 170 derecedeki fırında pişirin.
Afiyet Olsun...

Bu arada, tereyağı kullanmak istemeyenler olabilir diye söylememde yarar var. Bu tarifin orjinalinde tereyağı yerine margarin kullanılmış. Ancak ben sağlığa zararlı olduğu için mutfağımda margarin kullanmıyorum. Bütün margarinli tarifleri de ya ölçüsü oranında tereyağı koyarak yada tereyağı ve ayçiçek yağını karıştırarak yapıyorum.

Bu tariften aşağı yukarı 28-30 tane kurabiye çıkıyor. Arzu ederseniz, kuru üzüm ve dut yerine istediğiniz başka kurumeyveleri de ilave edebilirsiniz. Mesela ben geçenlerde, evde kuru üzüm olmadığı için, kuru kayısı kullandım, tadı yine harika oldu...

9 Mayıs 2009 Cumartesi

Yine bir ilk...

İnsan şeker hamuru ile oynamaya başlayınca, keşfedilecek yeni şeyler hiç bitmiyor:)

Bir gün kuzenim geldi ve bana oğlunun diş buğdayı için şeker hamurlu kurabiye yapmayı istediğini, bunun için de kursa gideceğini söyledi. Bende sadece bunun için kursa gitmene gerek yok. Ben sana göstereyim, çok basit dedim:) En sonunda da çok vaktimiz kalmadığı için kurabiyeleri benim yapmama karar verdik.

Bende daha önce şeker hamuruyla pasta yapmış olmama rağmen kurabiye hiç yapmadığım için çok heyecanlandım:) Hatta çevremde gördüğüm her nesneyi acaba bundan kalıp olur mu düşünerek kafayı yemeğe bile başladım:)

Önce kendime bir sürü metal ve plastik kalıp aldım. Sonra da annemin gününü fırsat bilerek, esas kurabiyeleri yapmadan önce ilk denemeyi annemin misafirlerine yaptım:)


Adam şeklinde bu kurabiye uzerine royal icing ile süsleme yaptim, ancak istediğim gibi olmadı. Royal Icing'i ilk yapışımdı. Tarif güzel ve yapımı doğruydu. Ancak ben uygun genişlikte duy bulamadığım için bir türlü istediğim gibi süsleyemedim. Ama bu halde bile hem annem hemde annemin misafirleri çok beğendi:)

Royal Icing'in tarifi şöyle;

250 gr pudra şekeri
1 adet yumurta akı
3-4 damla limon suyu

Bütün malzemeleri bir kapta karıştırıp, pudra şekeri tamamen eriyene kadar çırpıyorsunuz. Royal Icing konusunda bir uyarıda bulunmam gerekiyor. Kullanacağınız pudra şekerinin çok ince olmasına dikkat etmelisiniz. Piyasada satılan pudra şekerleri çok kalın oluyor. Celal Bey'in pudra şekeri ise, bu iş için son derece uygun. Temin etmek isteyenler, şu adresten temin edebilirler...

Gelelim esas kurabiyelere, kuzenimin bebek mevludü için, yaptığım bu kurabiyeleri hem kuzenim hem de misafirleri çok beğendi. Bende özellikle bebek arabası ve biberon şeklinde olan kurabiyelere bayıldım:) Hatta bu kurabiyeler sayesinde ilk kurabiye siparişimi bile almış oldum:)


İlk siparişimi yengeme yaptım. Benden torununun sünnet mevlüdü için iki gün sonrasına 70 tane bebek arabası şeklinde kurabiye yapmamı istedi. Bende seve seve kabul ettim:)
Siparişleri yetiştirmek için o akşam hemen işe koyuldum. Akşam saat 11'de başladığım kurabiye işi sabah saat 5'te bitti! Her ne kadar uykusuz kalsam da yaptığım işin verdiği zevk ve mutluluk bana yetti...

Yengem, nikah, sünnet, mevlüd, kına gibi merasimlere şeker yapma ve sepet süsleme, yastık ve masa örtüsü yapma ve süsleme gibi her türlü süsleme işini yaptığı için kurabiyeleri kendisi süslemek istediğini söyledi. Ve kurabiyelerle aynı renkte bulduğu bebek arabası şeklindeki anahtarlık ile kurabiyeleri bir güzel süsledi.


Doğrusu ben bile bu kadar uyumlu bir hediye bulamazdım.


Mevlüde gelen misafirlere verilen kurabiye ve anahtarlık ile, hem hoş bir ikramda bulunulmuş, hem de kalıcı bir hediye verilmiş oldu...

6 Mayıs 2009 Çarşamba

Kurdeleli Pasta


Bu pastayı geçtiğimiz yaz lise arkadaşlarım için yapmıştım. Lise arkadaşlarım derken, 95 mezunuyuz ve 14 yıldır hala görüşüyoruz:) İnanın bana eski dostlarla yapılan muhabbet gibisi yok...

Biraz kalabalık oluruz diye iki katlı pasta yapma isteğimin sonucunda ortaya böyle şirin bir pasta çıktı. Farkettiyseniz pastanın üzerinde hala şeker hamurunu açarken kullandığım nişastalar var. Bunun nedeni o zamanlar pastanın üzerinde biriken nişastaları geniş resim fırçası ile temizlemem gerektiğini bilmiyor olmam:) Pastanın üzerini elimden geldiğince temizlemeye çalışıyordum ancak yeterli olmuyordu artık fırça ile temizliyorum ve pastanın yüzeyi çok daha temiz oluyor...

Bu pastanın pandisanyasını internette gezinirken bulmuştum. İtiraf etmek gerekirse bugüne kadar yaptığım en güzel pandispanya tarifi. Hem çok pratik hem de çok lezzetli. Artık hemen hemen bütün pastalarımda bu tarifi kullandığımı söyleyebilirim ve eğer bir pandispanya tarifi arayışındaysanız mutlaka denemenizi tavsiye ediyorum...

Pandispanya için Malzemeler :

8 Yumurta

1 Su bardagi şeker

1 Paket vanilyalı puding tozu

2 Su bardağı un

2 Paket kabartma tozu


Hazırlanışı :

Yumurtayla şekeri çırpma kabına alıp şekeri eriyene kadar mikserle çırpın.
Vanilyalı puding tozu, un ve kabartma tozunu ilave ederek hamuru kremsi bir şekil alana kadar çırpın.
Kek kalıbınızı yağlayıp un serpiştirin.
Hamuru kalıba dökün.
180 Derecede pişene kadar fırınlayın.
Soğumaya bırakın.

Bu arada pandispanyanız soğurken kremanızı hazırlayabilirsiniz...

Krema için Malzemeler :

1,5 su bardağı süt
2 yumurta
1 fincan şeker
1 fincandan az un
Eğer kakaolu krema yapmak istiyorsanız, bir çorba kaşığı eksik un koyup yerine 1 veya 2 çorba kaşığı kakao koyabilirsiniz.

Hazırlanışı :

Malzemelerin hepsi önce mikserde karıştırılıp pişirilecek. Piştikten sonra içine;

1 paket vanilya,
1 tepeleme tatlı kaşığı tereyağı ve
isteğinize göre beyaz kremaya beyaz, kakaolu kremaya da kakaolu çukulata ilave edebilirsiniz.

Tüm malzemeyi karıştırdıktan sonra da, mikserde çırpın. Kremanız hazır:)

Bu kremanın kıvamı yoğun oluyor. Ben bu kremayı pişirdikten sonra bir paket krem şanti hazırlıyorum ve yarısını bu krema ile karıştırıp, diğer yarısını pastayı kaplamakta kullanıyorum.
Bu işlem kremanın daha kıvamlı olmasına yaradığı gibi daha da lezzetli olmasını sağlıyor...

Afiyet Olsun...

2 Mayıs 2009 Cumartesi

Boncuklu Pastalar

Şeker hamuruyla tanıştıktan sonra kendimi şeker hamuruyla ilgili birşeyler yapmaya çok istekli buldum:) Sanki mutfakla uğraşmayı çok az seviyormuşum gibi:) Bu yazıda yayınlamak istediğim ilk çalışmalarımdan olan iki boncuklu pasta var. Biri şeker boncuklu, öbürü nazar boncuklu :)

İlk çalışmalarım amatörce olsa da, ilk tecrübelerimi oluşturduğu için benim için çok anlamlı... O yüzden bunları sizlerle de paylaşmak istiyorum. Aslında bunları sizinle paylaşmamın bir nedeni de benim gibi yeni başlayanların birbirinden güzel ve kusursuz pastaları gördüklerinde, onlar gibi mükemmel pastalar yapamayacaklarını düşünüp morallerini bozmamaları ve büyük işleri daha iyi yapabilmeye giden yolun, küçük isleri yapmaktan geçtiğini unutmamaları...



Yukarıdaki pastayı yaklaşık bir yıl önce, bir akşam iş çıkışı kayınvalidemin doğumgünü için yapmıştım. Gümüş renkli boncuklarla çok güzel bir pasta yapmayı hayal ederken, yaptığım hiçbir şeklin istediğim gibi olmaması neticesinde, çiçeklerle süslenmis sade bir pasta oldu. Boncuğu da en sonunda çiceklerin ortasına koyuverdim:)

Bu resimdeki boncukları bulmak için çok uğraştım. Gıda çarşısına gidecek kadar vaktim yoktu ve işyerime yakın olan kemeraltındaki neredeyse bütün dükkanlara girip çıktım:) En sonunda bir pastaneye sormak fikri aklıma geldi ve Çankaya'daki Kale Pastanesinin vitrininde şeker hamurlu pasta modelleri görünce oraya girip, gümüş boncuklardan nasıl temin edebileceğimi sordum. Oradaki karadenizli amcam ne kadar lazım diye sordu, bende bir avuç lazım deyince, biz verelim işin görülsün dedi ve parasını bile almadan bana bir avuç şekerli gümüş boncuk hediye etti. Bende oradan mutlu ve mesut bir şekilde ayrıldıktan sonra ertesi gün teşekkür etmek için yaptığım pastanın resmini ona gösterdim:) Bu arada gümüş boncuklardan, yakın zamanda Gıda Çarşısından bolca temin ettim:)

Aşağıdaki pasta da kayınvalidemin pastasından kısa bir süre sonra görümceme yaptığım doğum günü pastası. Kendisi nazar boncuğunu çok sevdiği için, ona üzeri şeker hamuru ile kaplanmış pastaya, krem şanti ile nazar boncuğu şekli yaparak kolay ama görünümünün çok hoş olduğunu düşündüğüm bir pasta hazırladım.



Ancak nazar boncuğunu yaparken, lacivert yerine mavi gıda boyası kullandığım için, pastanın üzerindeki şeklin nazar boncuğu olduğunu doğumgünü sahibi çok zor anladı:( Bende bir daha nazar boncuklu pasta yapacak olursam, nazar boncuğunu mavi yerine mutlaka lacivert ile renklendirmem gerektiğini aklımın bir köşesine yazmış oldum:)

29 Nisan 2009 Çarşamba

İlk Şeker Hamurlu Pastam

Şeker hamuru ile pasta yapma fikri ilk kez bir yıl önce, eşimin birlikte ilk kutlayacağımız doğum gününde ona sürpriz olarak uçurtma şeklinde bir pasta yapmayı düşünmemle ortaya çıktı.

Önce şeker hamurunu kendim yapmak istedim, bloglardaki bir sürü tarife göz gezdirdim en sonunda hamurun ilk denemede başarısız olabilme ihtimalini göz önüne alarak, ilk deneme için hazır kullanmaya karar verdim.

İzmirde nerede satılır bu şeker hamuru diye bakınırken, bir blogda, Gıda Çarşısı, Meyva iş Hanında olan, Hürriyet Şekerleme'nin adını duydum. Oradan ilk şeker hamurumu, ganaj çukulatamı ve biraz da modelleme malzemesi temin ettim. Bu arada maalesef ben ilk alışverişimi yaptıktan kısa bir süre sonra Hürriyet Şekerleme kapandı:(

İzmirde Şeker Hamuru temin edebileceğiniz ve her türlü pasta malzemesi satın alabileceğiniz en kapsamlı yer artık, "BakeShop". Bake Shop; içine girdiğinizde gözlerinizin kamaştığı, pasta ile ilgili her türlü malzemeyi bulabileceğiniz ve son derece güler yüzlü ve ilgili bir insan olan Bahar Hanım'ın size yardımcı olduğu yegane bir mekan...

Hurriyet Şekerleme'den aldığım malzemelerle, eşime işi ve özel hobisinden dolayı Uçurtma şeklinde bir pasta yapmayı tasarlarken, anneme kendi doğumgününde bir sürü misafiri geleceğini öğrendim. Ona bir çeşit de ben yaparım dedim ve tam o anda eşimin doğum gününden önce şeker hamuruyla ilk denememi yapmaya karar verdim.



Ilk tecrübem olan bu güllü pastayı hem yapması, hem de annemin yüzündeki o mutlu ifadeyi görmek çok güzeldi. Bir aksam üstü başlayıp da sabaha karşı bitmesine ve uykusuz kalmama değmişti doğrusu...

Benim gibi ilk tecrubesi olanlara tavsiyem, Eğer iki katlı pasta yapacaklarsa, her katı ayrı ayrı kaplasınlar ve şeker hamurunu ince tutmasınlar. Çünkü ben hamuru biraz ince tutmuşum, bu yüzden, hem hamuru kaplaması zor oldu, hemde hamur yer yer açılma yaptı.

Eşimin doğumgünü pastasına gelince:) Onun doğumgününe de uçurtma şeklinde bir pasta yaptım. Ancak onu fotoğraflamayı unutmuşum:( Ama model olan resim şu şekildeydi;



Şeker hamurundan pasta yapmak isteyip de yapmaya henüz karar verememiş olanlara iki tavsiyem var;

1- Yeterince sabırlı iseniz başlayın. Çünkü hem uğraş isteyen bir iş, hemde çok vakit alıyor. Yarı yolda sıkılacağınızı düşünüyorsanız elinize bile almayın:)

2- Şeker hamurlu pastaları beğeniyor, yapmayı istiyor ama cesaret edemiyorsanız, hemen başlayın çünkü hem yapım aşaması çok zevkli hem de yaptığınız pastaları gören insanların yüzündeki o mutlu ifadeyi görmek herşeye bedel...

27 Nisan 2009 Pazartesi

İki Arkadaş

Çölde yolculuk eden iki arkadaş hakkında bir hikaye anlatılır. Yolculuğun bir aşamasında iki arkadaş tartışırlar biri ötekine bir tokat atar. Tokatı yiyenin canı çok yanar ama tek kelime etmez ve kum üzerine şu sözleri yazar:

'BUGÜN EN İYİ ARKADAŞIM BANA BİR TOKAT ATTI.'

Yıkanabilecekleri bir havaya rastlayana dek yürümeyi sürdürürler. Tokadı yiyen yıkanırken batağa saplanır. Boğulmak üzereyken arkadaşı tarafından kurtarılır. Boğulmak üzere olan arkadaş tam selamete çıktıktan sonra bir kaya parçası üzerine şu sözleri kazır:

'BUGÜN EN İYİ ARKADAŞIM BENİM HAYATIMI KURTARDI.'

Tokadı vuran ve sonra en iyi arkadaşının hayatını kurtaran kişi ona şöyle der;

'Senin canını yaktığımda bunu kum üzerine yazdın ama şimdi kayaya kazıyorsun, neden?'

Öbür arkadaş ona şöyle cevap verir;

'Biri bizi incittiğinde bunu kum üzerine yazmalıyız ki bağışlama rüzgarı estiğinde onu silebilsin. Ama biri bize iyi bir şey yaparsa onu kayaya kazımalı ki onu hiçbir rüzgar yok etmesin…'

Bugün;
En sevdiğim ve en özel arkadaşlarımdan biri olan Nida Çolak'ın doğumgünü...

Onu düşündüğümü,onu sevdiğimi nasıl ifade edebilirim diye düşünürken aklıma, arkadaşlıkla ilgili sevdiğim bu yazıyı ona ithafen yeni açtığım bloğumun ilk yazısı olarak yayınlamak geldi...



Canım Arkadaşım Nida;
Doğum günün kutlu olsun…
Dilerim; bir ömür boyu mutlu ve huzurlu olursun…